
Clostridium botulinum toksini uygulaması (Botox - Disport) tiroid komplikasyonlarına yol açabilir.
İnsanların kendilerini daha iyi hissetmelerinin yolları nelerdir diye araştırılırken, cevap maalesef reklamcılardan gelmiştir. “Kendinizi olabildiğince güzelleştirmeye bakın” anlayışıyla güzellik yüceltilmiş ve sağlıklı olmanın ön koşulu gibi sunulmaya başlanmıştır. Evet, herkes bembeyaz dişlere, parlayan saçlara, pürüzsüz ve kırışıksız bir cilde sahip olmayı ister. Ancak ortada bir de gerçek var. Tüm bunlara sahip olmak güzel olmak anlamına gelmeyeceği gibi, bunların hiçbirine sahip olmamak da sağlıksız olmak anlamına gelmez.
Sağlık ile güzellik kavramlarının eşdeğer görülmeye başlanması evrim teorisini geliştiren Charles Darwin’in yaşadığı yıllara dek gitmektedir. Darwin erkek kuşların, kanatlarının parlak görünmesi için çok çaba gösterdiğini gözlemlemiş ve dişi kuşların, kanatları parlak olan erkek kuşları kendilerine eş olarak seçtiğini düşünmüştür.
İşte yıllardır süregelen bu güzellik-sağlık ikilemine şimdi bir de estetik ve kozmetik müdahaleler eklendi. Ciltteki kırışıklıkların giderilmesi için kullanılan botoks ve dolgu malzemeleri güzelliğimize katkı sağlarken acaba sağlığımızdan bir şeyler götürüyor mu?
Botoks’un yol açabileceği sağlık sorunları pek bilinmemekte ve maalesef üzerinde de durulmamaktadır. Bazı hastalarımın botoks enjeksiyonu yaptırdıktan sonra tiroid fonksiyonlarının bozulduğunu ve tiroid antikorlarının yükseldiğini gözlemliyorum. Bu nedenle kozmetik amaçlı botoks uygulamalarından sonra ortaya çıkabilecek sağlık sorunları konusunda sizleri bilgilendirmenin üzerime düşen bir görev olduğunu düşünüyorum.
Kliniğimde takip ettiğim hastalarım kozmetik amaçlı botoks ve dolgu uygulamalarına sıcak bakmadığımı ve bu girişimleri onaylamadığımı bilirler. Hashimoto tiroiditi sebebiyle takip ettiğim hastalarım arasında, bana bilgi vermeden botoks uygulaması yaptıran bazı hastalarımda tiroid fonksiyonlarının hızlı bir şekilde bozulduğunu ve tiroid antikorlarının yükseldiğini gözlemledikten sonra “Acaba botoks otoimmün reaksiyona mı yol açıyor?” sorusu aklıma geldi. Yaptığım literatür taramasında bu gözlemimi destekleyen olgu sunumları ve makalelerin olduğunu da gördükten sonra şüphelerimde haklı olduğumu anladım (1),(2).

Botoks nedir?
Bilinen en zehirli biyolojik maddelerden biri olan “botulinum toksini” clostridium botulinum bakterileri tarafından üretilen bir nörotoksindir. Tetanoz toksini, kürar ve sodyum siyanitten çok daha öldürücü olduğu bilinmektedir. Deneysel çalışmalarda deney hayvanlarına kg başına 0.001 mikrogram Botoks verilmesinin % 50 sinin ölümü için yeterli olduğu saptanmıştır (4). 1815 yılında botulinum toksininin ölümcül besin zehirlenmelerine neden olduğu tespit edilmiştir. Bu toksin özellikle konserve ve sosis gibi gıdalarda oluşmaktadır. Botulinum toksininin yedi farklı antijenik tipi vardır. Bu toksinler clostridium botulinum’un farklı suşları (A, B, C, D, E, F ve G) tarafından üretilir. Botulinum Toksin Tip A (Botoks) ise tıbbi uygulamalarda kullanılan, bakteriden rafine edilerek saflaştırılmış az miktarda botulinum toksin proteini içeren tıbbi bir üründür. Ülkemizde “Botox” ve “Disport” adlı iki preparatı kullanılmaktadır. Botox ABD’de, Disport ise İngiltere’de üretilmektedir (3),(4). Yazımızın bundan sonraki kısmında da botulinum toksini içeren bu iki preparatı ifade etmek için “Botoks” ismini kullanacağım.
" Sizin için sağlık mı önemli, yoksa estetik mi? Botoks'un Hashimoto tiroiditine yol açabileceğine dair ciddi şüpheler var. "
Botoks nasıl etki gösterir ve kullanım alanları nelerdir?
Botoks sinir ile kasın arasındaki iletimi engeller. Sinir-kas kavşağında etki gösteren başlıca nörotransmitter olan asetilkolin salınımını önleyerek uzun süreli olarak kas gevşemesine neden olur. Kas gevşemesi sinir uçlarının yeniden rejenere olmasına kadar sürer. Bu süre 3 ila 6 ay kadardır. Botoks ilk olarak 1980'li yıllarda şaşılık tedavisinde başarıyla kullanılmıştır. Kozmetik amaçlı kullanımı ise şaşılık nedeni ile tedavi edilen bir hastanın burun kökü ile kaşların birleştiği noktadaki (glabella) kırışıklığın kaybolduğunun fark edilmesi ile başlamıştır. Botoks her ne kadar tıbbi amaçla kullanılmaya başlansa da günümüzde kozmetik amaçla kullanımı nedeni ile popüler hale gelmiştir. Yüz, çene, boyun ve göğüste oluşan çizgiler, kırışıklıklar ve buruşuklukların düzeltilmesi amacıyla uygulanmaktadır. Botoks kozmetik kullanımının dışında çizgili ve düz kasların fazla kasılması ile ortaya çıktığı düşünülen birçok hastalıkta daha kullanılmaktadır. Kozmetik dışında tedavi amaçlı uygulamaları arasında nöromusküler, gastrointestinal, genitoüriner, oftalmolojik, laringeal, oromandibular hastalıklar ve ağrı sendromları vardır. Örneğin şaşılık, fokal distoni, hemifasiyal spazm, çeşitli spastik hareket bozuklukları, baş ağrısı, hipersalivasyon (aşırı tükürük salgılama), hiperhidroz (aşırı terleme), aşırı aktif mesane vs. bu kullanım alanlarından bazılarıdır (3),(4),(5).

Botoks hangi sağlık sorunlarına yol açabilir?
Bilindiği gibi otoimmun hastalıklara neden olan faktörler arasında toksinler önemli bir yere sahiptir. Yapılan çalışmalarda aşıların içindeki “adjuvan” olarak adlandırılan toksik maddelerin ve dolgu amacıyla kullanılan silikonun romatoid artrit, SLE, çölyak hastalığı ve tiroidit gibi otoimmün hastalıklara yol açabileceği gösterilmiştir (6),(7),(8),(9),(10). Hashimoto tiroiditi de otoimmun hastalıklar grubunda yer alan ve sık olarak karşımıza çıkan hastalıklardandır. Botoks otoimmün reaksiyona yol açma potansiyeli yüksek olan, çok güçlü bir toksindir. Hashimoto tiroiditi sırasında vücut kendi tiroid dokusundaki enzim ve proteinlere karşı antikorlar (Anti-TPO ve Anti-TG) üretir ve tiroid dokusunu tahrip eder. Botoks enjeksiyonları sonrasında tiroide karşı oluşan antikorların yükseldiği ve tiroid fonksiyonlarının olumsuz etkilendiği gözlenmiştir. Bu hastaların bazılarına tiroid ilacı başlanmak zorunda kalınmış veya kullandıkları ilaçların dozlarının artırılması gerekmiştir. Botoks enjeksiyonu ile TSH yüksekliği arasındaki bağlantıyı araştıran çalışmalarda ise tiroid antikorları olan Anti-TPO ve Anti-TG ile Botoks arasında aminoasit dizilim benzerliği olduğu gösterilmiştir (1),(2). Elde edilen bu bulgular Botoks’un tiroid komplikasyonlarına yol açabileceği konusunda kuvvetli bir delil olarak değerlendirilmektedir.

Botoks’un tıbbi ve dermokozmetik kullanımı giderek yaygınlaşmaktadır. Otoimmun tiroid hastalıkları ve Hashimoto tiroiditinin görülme sıklığı da giderek artmaktadır. Bu çalışmalar ve klinik gözlemler Botoks ve otoimmün tiroid hastalıkları arasında olası bir bağlantı olduğunu düşündürmektedir.
Botoks tedavisinin otoimmun tiroid hastalıkları ve diğer otoimmun hastalıklar açısından bir risk faktörü olabileceği göz önüne alınmalı ve bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. Yapılacak bu araştırmaların sonucunda Botoks’un Hashimoto tiroiditi ve diğer otoimmun hastalıklar üzerindeki etkileri kesin olarak aydınlatılıncaya kadar, tıbbi zorunluluk olmadıkça, özellikle de kozmetik kaygılarla kullanılmaması gerektiği düşüncesindeyim.
05.Mart.2017 Yazarlar: Op.Dr. Tayfun Balım Beyin Cerrahisi Uzmanı, Dr. Gökşin Balım İç Hastalıkları-Dahiliye Uzmanı
Yasal Uyarı: Bu makale özgün bir yazı olup telif hakkı yazarlara aittir. Kopyalanarak başka mecralarda kullanılması durumunda hukuki yollara başvurulacaktır. Kopyalanmadan sayfamıza link verilebilir.