PAYLAŞ

Vücutta Sentezlenen D Vitaminiyle, İlaç Şeklindeki D Vitamini Aynı Etkiyi Gösterir Mi?

Bu makale 210415 kişi tarafından görüntülenmiştir.

Kliniğimde tedavi ettiğim bazı hastalarımın son günlerde sosyal ağlarda “D vitamininin yasaklandığına” dair birtakım mesajlar okuduklarını söylemeleri ve bunun doğru olup olmadığını bana sormalarıyla birlikte konudan haberdar oldum. Olayın ne olduğunu anlayabilmek için eczacı bir dostumu arayarak bilgi istedim. Aldığım bilgiden sonra aslında olayın bir yasak olmadığını, yalnızca ilacın reçeteli satılması konusunda bir hatırlatma olduğunu anladım. Zaten olması gereken de budur. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu eczanelere bir yazı göndermiş ve demiş ki;  “Son zamanlarda özellikle çocuklarda çok sayıda D vitamini intoksikasyonu görülmektedir. Bu sebeple yüksek doz D3 vitamini içeren ilaçların bilinçsiz kullanımının engellenmesi yönünde tedbir alınması gerekiyor. Reçetesiz ilaç satmama konusuna özen gösterin!”

İlaç Kurumunun aldığı tedbir pek de yanlış değil. Çünkü son zamanlarda bilinçsizce, yüksek doz D vitamini kullanan ve yaşadıkları sağlık sorunları sebebiyle kliniğime başvuran hastaların sayısında ben de bariz bir artış görmekteyim. Bu hastaların ortak noktası ise internette hekim olmayan bazı kişilerin tavsiyesine göre davranmış olmalarıdır.

Yazılarımı devamlı takip eden okurlarım benim D vitaminini ne kadar çok önemsediğimi ve eksiklik olması durumunda da mutlaka tamamlanmasını önerdiğimi bilirler. Kliniğimizde tedavi ettiğimiz hastalarla zaten devamlı irtibatta olduğumuz için onlar bu konuda bilinçliler. Beni yazılarımdan takip eden binlerce takipçimi uyarmanın gerekli olduğunu düşündüğüm için de bu yazıyı kaleme alıyorum.

Birçok vücut fonksiyonu için çok gerekli olan D vitamininin kulaktan dolma bilgilerle ve el yordamı ile kontrolsüz bir şekilde kullanılması ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.

D vitamini eksikliğinde bu eksikliğin öncelikle güneşlenerek tamamlanması daha doğrudur. Çünkü güneşlenerek vücutta sentezlenen D vitamini “sülfatlı” olan formdur. Sülfatlı D vitamini suda çözündüğü için kolaylıkla hücre içine girebilir. D vitamininden elde edilen önemli faydaların birçoğu sülfatlı formla ilişkilidir. İlaç şeklinde alınan D vitamini ise sülfatlı form değildir ve D vitamininden beklenen bazı önemli faydaları sağlamaktan uzaktır. Sülfatlı D3 vitamininin kalsiyum metabolizmasında fazla bir etkisi yoktur. Buna karşılık bağışıklık sistemini güçlendirme, depresyon, kalp damar hastalıkları, obezite, diyabet, Alzheimer ve kanserden korunma gibi önemli etkiler ise sülfatlı D3 vitamini sayesinde ortaya çıkmaktadır. İlaç kullanarak kan seviyesi ileri derecede yükseltilip D vitamini depoları sülfatsız form ile doldurulduğunda vücudun güneşlenerek sülfatlı D3 vitamini üretme mekanizması da bloke edilmiş olmaktadır. Bu durumda güneşlenilse bile D vitamini depoları dolu olduğu için vücut sülfatlı D vitamini sentezleyemez bir hale gelmektedir. Bu kişiler depoları tıka basa D vitaminiyle dolu olmasına rağmen sülfatlı D vitamini eksikliği yaşarlar.

D vitamini kullanmadan önce mutlaka kan seviyesi tayin edilmeli, eğer eksiklik varsa kontrollü bir şekilde tamamlanmalıdır. Yaz mevsiminin başında aşırı D vitamini yüklemesi yapılarak vücudun güneşten D vitamini sentezleme mekanizması bloke edilmemelidir. Yaz sonunda kan tetkiki yapılıp eğer eksiklik varsa bu durumda ilaç takviyesi yoluna gidilmelidir. Böylece hem sülfatlı, hem de sülfatsız D vitamini depolanmış olur. D vitamini desteği yapılırken beraberinde K2 vitamini, magnezyum ve kalsiyum dengesi de gözetilmeli ve bağırsak florası da desteklenmelidir.  Bu önemli noktalara dikkat edilmezse D vitamini fayda yerine zarar da verebilmektedir.

D vitamini intoksikasyonunun belirtileri her zaman akut olmayabilir. Yan etkilerin bir kısmı sinsi bir şekilde, yavaş yavaş ortaya çıktığı için sıradan bir insan maruz kaldığı bu zararlı etkileri fark edemez. Özellikle eklemlerde, damar içinde ve yumuşak dokulardaki anormal kalsiyum birikmesi yıllar sonra belirti vermektedir.

Sosyal ağlarda ve internetteki bazı sitelerde hekim olmayan kişiler tarafından bilinçsizce ve abartılı dozlarda D vitamini kullanımının önerilmesini tasvip etmek mümkün değildir. “Ben her hafta 1 ampül D vitamini içiyorum, bakın bana birşey olmadı!”  şeklindeki bilimsellikten uzak, bilinçsiz yaklaşımlar ciddi zararlarla sonuçlanabilir. Bu yüzden devletin ilgili kurumlarının bu konuda bazı tedbirler alma yönünde adımlar atmaya başlamasını onaylıyorum. Bu, olayın yalnızca bir cephesi… Diğer cepheden bakıldığında da ayrı bir sorun olduğunu görüyoruz. Tamam! Yüksek doz D vitamini doktor reçetesiyle satılsın, bu konuda hemfikiriz. Peki, D vitamini konusunda kendisini güncellememiş olan bir doktorla karşılaşan hasta ne yapacak?  Evet maalesef, böyle bir acı gerçek de var. Sayıca fazla olmasa da bazı hekim meslektaşlarımız hala D vitamini konusundaki yeni bilgilerden haberdar değiller. Bunlara ait örneklerle de karşılaşıyoruz. D vitamini seviyesi neredeyse sıfıra yakın olan hastasının eksiğini günlük 2-3 damla D vitamini ile tamamlamaya çalışanları gördüğümde ne diyeceğimi bilemiyorum. Dolayısı ile ilaç kurumunun aldığı önlemi doğru bulmakla birlikte, uygulanabilirliği konusunda tereddütlerim olduğunu da söylemek isterim.

D vitamini ile ilgili videomuzu üstteki linkten izleyebilirsiniz

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum. İnternet ortamında ve sosyal ağlarda her sosyo-kültürel seviyeden insan bulunmaktadır. Sizin ne söylediğiniz değil, karşınızdakinin ne kadarını anladığı önemlidir. O yüzden tedavi niteliğindeki her türlü uygulamanın internet ortamından paylaşılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Kendi web sitemde de genel tavsiyeler dışında tedavi niteliğinde herhangi bir öneride bulunmamaya özellikle dikkat ediyorum. Bazı insanlar vitamin denince meyvelerden alınan zararsız maddeler gibi düşünmekte ve D vitaminini kontrolsüz bir şekilde tüketebilmektedirler. D vitamini vücutta hormon gibi işlevi olan bir ilaçtır. Bazı önemli şartları gözetmeden bilinçsizce tüketilmesi durumunda uzun dönemde ciddi sorunlara yol açabilmektedir. Bu zararların bir kısmı yıllar sonra ortaya çıkacağı için ilk anda sanki zararı yokmuş gibi düşünülebilir. Bu konuda sizleri uyarmak istiyorum.

D vitamini sağlık için çok önemli bir unsurdur ve eksikliği mutlaka düzeltilmelidir. Püf noktası ise bunun bilinçli bir şekilde yapılmasıdır.

Sağlıkla kalın…

28.Ekim.2016

 

KONU İLE İLGİLİ ÖNERİLEN DİĞER YAZILARIMIZ İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKLERE TIKLAYINIZ: 

1- D Vitamini

2- K2 Vitamini

3- Magnezyum

4- Vitamin ve Minerallerin Hassas Dengesi

          

Yasal Uyarı: Bu makale özgün bir yazı olup telif hakkı yazarlara aittir. Kopyalanarak başka mecralarda kullanılması durumunda hukuki yollara başvurulacaktır. Kopyalanmadan sayfamıza link verilebilir.

Kaynakça ve Referansları Göster
Diğer Okuyucu Yorumları
Test

Form Gönderimi

Tamam

Bizi takip edin
Yeni yazılarımızdan haberdar olmak için , e-posta adresinizi
yazarak web sitemize ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
İLETİŞİM
  • Tunus Caddesi Tokgözoğlu Apt. 63/2 Kavaklıdere / ANKARA
  • +90 (312) 426 11 81
    +90 530 305 14 22
  • balimklinik@yahoo.com
Web sitemizdeki yazılar bilgilendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Tedavi yerine geçmez. İnternetteki bilgilere dayanılarak yapılan bilinçsiz uygulamalar ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Lütfen tedavinizin yönetilmesi için bir hekime başvurunuz.
Web Tasarım Teknobay.

KVKK'na uygun olarak kullanıcı deneyiminizi iyileştirmek için çerezler kullanıyoruz. Sitemizi ziyaret etmekle çerez ve gizlilik politikamızı kabul etmiş sayılırsınız. Daha fazla bilgi edinmek için Gizlilik ve Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.

KABUL ET DAHA FAZLA BİLGİ